25 Eylül 2023
Antalya’nın Kentleşme Sorunlarına Odaklanan Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası Antalya Şube Başkanı Okan Hançer’den Çarpıcı Analizler.
Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası Antalya Şube Başkanı Okan Hançer, kentleşme sorunlarına dikkat çekti. Antalya’nın güzellikleri ve turistik cazibesi herkesçe bilinirken, kentin altında yatan kentleşme sorunları da bir o kadar önemli. Hançer, bu sorunlara ve Antalya’nın özgü zorluklarını anlattı.
İLMEK İLMEK DOKUNMASI GEREKEN ŞEHİR; ANTALYA
Hançer, Antalya’nın nüfusu da kentleşme sorununu daha karmaşık hale getirdiğini, her yıl yaklaşık 60.bin kişiye ev sahipliği yapan kentin, hızlı nüfus artışıyla karşı karşıya kaldığını belirtti. Hançer, “Bu durum, kent altyapısının talebi karşılayamamasına yol açıyor” diyerek
“Nüfus da önemli bir sorundur. Antalya her yıl yaklaşık 60 bin yeni nüfus kazanıyor, bu da 10 yıl içinde 600 bin nüfusa denk geliyor. Bu nüfus artışı, şehre olan talebi artırıyor, ancak şehir bu taleple başa çıkamıyor. Bu nedenle kentsel planlama ve nüfus yönetimi çok önemlidir. Antalya’nın şu hali bile mucize. Ve özellikle Antalya’nın işte bu sebeplerden dolayı çok daha özel böyle ilmek ilmek hani dokunarak kentleşmesi gereken bir şehir” dedi.
Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası Antalya Şube Başkanı Okan Hançer, kentleşme sorunlarına dikkat çekti.
Antalya’nın güzellikleri ve turistik cazibesi herkesçe bilinirken, kentin altında yatan kentleşme sorunları da bir o kadar önemli. Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası Antalya Şube Başkanı Okan Hançer, bu sorunlara ve Antalya’nın özgü zorluklarını anlattı.
TOPOGRAFİK YAPI DEZAVANTAJ
Hançer’e göre, Antalya’nın konumu kentleşme açısından özgün bir zorluk sunuyor. Kent, güneyden denizle çevrili, doğu-batı ekseni boyunca uzanıyor ve kuzeyde sınırlı bir alanı bulunuyor. Bu durum, planlama ve kentleşme açısından bazı sıkıntıları beraberinde getiriyor.
Hançer, “Antalya’nın güneyi denizle çevrili. Ardından doğuda ve batıda işte sınırlarımız var. Kuzey de işte şehirle birleşmiş kısıtlı bir alan. Şimdi bakıyorsunuz, Antalya’nın kuzeyi kalmış gibi görünüyor. Yani Kepez ve Döşemealtı bölgeleri var. Ama burada plan yapabileceğiniz ve genişleyebileceğiniz alanlar oldukça sınırlı. Diğer şehirlere göre bu, Antalya için ciddi bir dezavantaj oluşturuyor” dedi.
ANTALYA’NIN KENTLEŞMESİNİN ÖNÜNDEKİ SINIRLAR
Özellikle Kepez-Döşemealtı bölgesinin kentin kuzeyindeki son genişleme alanı olduğunu vurgulayan Hançer, bu alanların da kentleşme için yetersiz olduğunu belirtiyor. Antalya’nın doğal güzellikleri ve ormanlık alanları, kentleşmeye fazla alan bırakmadığına değinen Hançer, “Ayrıca, Antalya’nın yüzde 50 civarında ormanlık alanı bulunuyor. Bu nedenle orman alanları şehrin her yerini kaplıyor ve korunmalıdır. Ayrıca, bu koruma alanlarının, tarihi alanların ve Anıtlar Kurulu tarafından belirlenen koruma alanlarının gelişmesine izin verilmiyor. Bu alanlarda çalışma yapmak zordur. Buna ek olarak, Antalya’nın topoğrafyası da kentleşmeyi kısıtlıyor. Dağlık bölgeler, yapılaşmanın önünde engel teşkil ediyor. Ayrıca, koruma alanları ve tarihi bölgeler de kentleşme açısından bazı sınırlamalar getiriyor” diye konuştu.
İLMEK İLMEK DOKUNMASI GEREKEN ŞEHİR; ANTALYA
Hançer, Antalya’nın nüfusu da kentleşme sorununu daha karmaşık hale getirdiğini, her yıl yaklaşık 60.bin kişiye ev sahipliği yapan kentin, hızlı nüfus artışıyla karşı karşıya kaldığını belirtti. Hançer, “Bu durum, kent altyapısının talebi karşılayamamasına yol açıyor” diyerek
“Nüfus da önemli bir sorundur. Antalya her yıl yaklaşık 60 bin yeni nüfus kazanıyor, bu da 10 yıl içinde 600 bin nüfusa denk geliyor. Bu nüfus artışı, şehre olan talebi artırıyor, ancak şehir bu taleple başa çıkamıyor. Bu nedenle kentsel planlama ve nüfus yönetimi çok önemlidir. Antalya’nın şu hali bile mucize. ve özellikle Antalya’nın işte bu sebeplerden dolayı çok daha özel böyle ilmek ilmek hani dokunarak kentleşmesi gereken bir şehir” dedi.
Antalya’nın sahip olduğu coğrafi özellikler, kültürel yapısı ve diğer faktörler, şehrin özel bir şekilde planlanmasını gerektiğine dikkat çeken Okan Hançer, bu faktörlerin aynı zamanda şehirleşmeyi zorlaştırdığını ifade ediyor. Özellikle şehirleşmeyle ilgili bazı yasal düzenlemeler ve finansman sorunları da çözüme kavuşturulması gerektiğinin altını çizen Hançer, “Antalya’da mevcut bu durumlar, söylediğimiz gibi ormanlar, kültür yapısı, coğrafyası, denize olan cephe kısıtlılığı ve nüfus sorunları gibi, bir araya geldiğinde kente talep artışı yaşanıyor ve bu taleple doğru orantılı olarak kent gelişemiyor. Bu nedenle Antalya, özel bir planlama ve yönetim gerektiren bir şehir haline geliyor. Kentleşme konusunda yaşanan bu sıkıntılara bir de ulaşım sorunu ekleniyor. Ulaşımın temel sorunları bunlar. Sonra barınma krizi geliyor. Antalya’da yüksek kira ve gayrimenkul fiyatları, arz ve talep dengesizliğinden kaynaklanıyor. Ayrıca mülkiyet sorunları ve planlama ile ilgili sıkıntılar da bulunuyor. İlçelere gidildiğinde, bu sorunlar daha fazla görülüyor. Bunları bir araya getirdiğinizde, maalesef Antalya’da çarpık kentleşme ortaya çıkıyor. Nüfus ve talep önceden gittiğinde kentleşme geride kalınca, çarpık kent oluşuyor” diye kaydetti.
SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK İÇİN KOORDİNASYON ŞART
Tüm bu zorluklara rağmen, Antalya’nın özel bir planlama ve yönetim gerektiren bir şehir olduğunu belirten Hançer, “Kentsel dönüşüm ve planlama konularında daha fazla çalışma yapılması gerekiyor. Antalya bütüncül bir yaklaşım benimsemeyi ve yasal düzenlemelerle desteklenmeli” dedi.
Sonuç olarak, Antalya’nın güzelliklerinin sürdürülebilir bir şekilde korunması ve kentleşme sorunlarının çözülmesi için ciddi bir çaba gerektiğine dikkat çeken Hançer, bu çabanın ancak koordineli ve planlı bir şekilde yürütülmesi halinde başarılı olabileceğini belirterek şunları kaydetti: “Antalya’nın sahil şeridi özel bir bölge. Orman alanlarına, koruma alanlarına ve nüfusun iyi yönetilmesine dikkat etmek gerekiyor. Antalya, profesyonel ve titiz bir şekilde planlanması gereken bir şehir. Ancak yerel yönetimlerimiz genellikle bu konuda dikkatsiz davranıyor. Özellikle kentsel dönüşüm konusunda daha fazla çalışma yapılması gerekiyor. Bu çalışmalar, bütüncül bir yaklaşımla ele alınmalı ve yasal düzenlemelerle desteklenmelidir. Bu şekilde Antalya’nın çeşitli sorunlarına çözüm üretmek daha mümkün olur.”
HABER – MÜHÜBE TAŞKIN
News
