Sağlık Bakanlığı tarafından geçtiğimiz günlerde açıklanan Türkiye’de de bir vatandaşta virüs tespit edildiği bilgisinin ardından hem Antalya’da hem de Türkiye’de bir hareketlilik başladı.
Cuma sabahı Sağlık Bakanı yaptığı açıklama
ile Türkiye’de ikinci virüsün tespit edildiğini ve bu kişinin de ilk virus
tespit edilenin yakını olduğunu söyledi.
Bu açıklamalar sonrasında vatandaşlar adeta
marketlere ve eczanelere akın etti.
Raflar boşaltıldı, temizlik ürünleri yok
satmaya başladı.
Bu hareketliliğin sebebi virüsün yol
açacağı sonuçlardan korkmamızdan kaynaklanıyor.
Türkiye’de görülmeyene dek hali hazırda
ülkede tedbirler alınmıştı ve aslında beklenen bir durumda.
Çünkü coğrafyanın dört bir yanında virüs
yayılmış ve can almaya devam ediyordu.
Virüsün Türkiye’de görülmesinin ardından
haliyle her vatandaş acaba bizim yaşadığımız şehirde var mı düşüncesine
kapıldı.
Bazı söylentilerle vatandaşın bu durumundan
istifa edenler de korkutmaya devam etti hala da asılsız şeyler paylaşılmaya
devam ediliyor.
Bu durum karşısında vatandaş olarak
üzerimize düşen gözümüzün kulağımızın yetkililerde olması olacak.
Yoksa basit sosyal medya görselleriyle şu
kadar virüs var aslında tarzından manipülatif haber ve paylaşımlara itibar
edilmemesi gerekiyor.
Böyle ciddi bir ortamda fırsatçılar durur
mu?
Virüs için tedbiren kullanılması tavsiye
edilen, maskeler, dezenfektanlar, kolonyalar da pahalanmaya başladı.
Hatta makarna fiyatlarının bile arttığını
gördük kimi yerlerde.
Allah korusun savaş ya da kıtlık zamanı
sanki de stoklar tükendi, yok oldu bitti, fiyatlar aşırı yükseltildi!
Bu durumlarda bile böyle bir vicdansızlık
olmamalı da, böylesine absürt şeyler de yaşıyoruz.
Bize düşen elimizden geldiğince, Bakanlığın
tavsiyelerine uyarak hijyen kurallarına uymamızdır.
Açıklamalarına itibar etmeli aksi bir fikir
var mı diye asılsız şeylere itibar etmemeliyiz.
Belediyeler de hijyen çalışmalarını
arttırdı ve sıklaştırdı.
Herkes bir şekilde bilinçlenmeye
çalışırken, internetin bu kirli yüzünden bilgilenmemek gerek.
Paniğe kapılmadan, resmi makamların
dediklerini kulak ardı etmeden, temizliğimize dikkat etmeye çalışarak bu
sürecin de üstesinden ülke olarak geleceğiz.
İnşallah korkulan durumlar yaşanmadan
atlatırız.
Paniğe kapılmak yok, tedbirle hayatımıza devam
edelim.
Sağlık Bakanı’nın açıklamalarını takip
edelim ve Bakanlığın resmi internet sitesinden duyurduğu açıklamaları dikkate
alalım.
Türkiye’de sadece ocak ayında 30 binin
üzerinde trafik kazası meydana gelirken 115 kişi hayatını kaybetti.
Ancak ne yazık ki hiç kimse gidip
arabasının bakamını yaptırmadı.
Kimse lastikleri kontrol ettirmedi, kabak
lastikler değiştirilmedi.
Kimse aracın motoruna,yağına, suyuna ya da
frenine baktırmadı.
Yani kimse tamircilere akın etmedi.
Dünyayı kasıp kavuran koronavirüsü nedeni
ile ülkemizde de iki kişi de testler pozitif çıktı ve insanlar marketlere ve
eczaneler akın etti.
Anlamakta gerçekten zorlanıyorum.
Sonra da çıkıp fiyatlar uçtu, fırsatçılar
var deniliyor.
Arz talep dengesine göre bir şeye fazla
talep olursa fiyatların artması gayet normal.
Normal olmayan ise fahiş fiyatlar.
3 Liralık şeyi 20 liraya satmak, 20 liralık
dezenfekte ürününü 400 liraya satmak normal değil.
Bunun adı fırsatçılıktır.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.