Gelin, kendimize gelelim.
Gelin, Rasulullah (sav)’in dediğine uyalım.
Gelin Rasulullah (sav)’i evimize koyalım.
Gelin Rasulullah (sav)’i hayatımızda tatbik
edelim.
Allah Rasulü (sav), yine bizler için
müjdeler veriyor.
Ucuz bir sermaye kazanmak mı istiyorsun?
Rasulullah’la iki parmağın birbirine yakın
olduğu gibi, yan yana olmak, bitişik olmak ve O’nunla beraber cennette olmak mı
istiyorsun?
Dünyada bereketli olmak mı istiyorsun?
Dünyada mutlu olmak mı istiyorsun?
İşte, Allah Rasulü (sav), şu mübarek
sözleriyle bunun yolunu gösteriyor ve teşvikini yapıyor işte bizlere.
Allah Resulu (sav) şöyle buyurdu: “Her
kim, Müslümanlar arasında bir yetimi tutar götürür, yiyeceği ve içeceğine onu
ortak ederse, Allah onu, mutlaka cennete koyacaktır.”
Evet, kim ki kendi içtiğine, kendi
yediğine, yani kendi sofrasına bir yetimi eklerse, bir yetimi koyarsa, bir
yetimi sofrasından yedirirse ve doyurursa, Allah o yetime yol açana kadar,
Allah o yetime bir kapı açana kadar, Allah o yetime sahip çıkana kadar, kim
bunu yaparsa muhakkak ki Allah cennetini ona vacib kılmıştır.
Onu cennetine koyacaktır.
Onun günahlarını affedecektir.
O yetimin duasını kabul edecektir.
O yetimin gözyaşının akmamasını sağlayan
kişi, cennetle müjdelenmiştir. Cennetle müjdelenmiştir.
Allah Rasulü (sav) bir diğer hadis-i
şeriflerinde bakınız, ne buyuruyor.
Hani dedim ya ucuz bir sermaye. Allah
Resulu (sav) ümmetini öyle seviyor ki elde etmesi gerektiği yerde ne
gerekiyorsa onu ümmetine vermek için yollar gösteriyor.
Çünkü O, ümmetinin ağzından, burnundan,
karnından ateş fışkıran değil, kendisiyle cennette beraber olacak şekilde arzu
ediyor.
O, ümmetini karnı ateş fıçısı haline gelmiş
değil de, kendisiyle gür çimen içerisinde olup, Kevser suyundan içen olarak
görmek istiyor. Onun için, bu ucuz sermayeyi kaçırmayın.
Yok mu, malınız?
Yok
mu, yedireceğiniz birşey?
Yok mu, imkanınız?
Allah Resulu (sav) “gönül al” diyor.
Gönül al.
Yetimin gönlünü al.
Okşa yetimi.
Kalbini al, duasını al, onu kazan.
Sana o ağlasın. Sana o yalvarsın.
Sana o gelsin.
Sana sırt çevirmesin.
Seni gördüğü yerde beddua etmesin.
Senden kaçmasın.
Belki imkân sahibi değilsin.
Mal sahibi değilsin.
Belki sofranda oturtacak bir yemeğin yok.
Bir içeceğin yok.
Ama gönül alma sanatında mı yok.
Güler yüzlülüğünde mi yok.
Şefkat ve merhametinde mi yok.
Onun için, Allah Resulu (sav) hadisi şöyle
irad ediyor: “Kim sırf Allah rızası için şefkatle yetimin başını
sıvazlarsa, elinin değdiği saçlar sayısınca ecir ve sevab kazanır. Yanında ki
yetime iyilik yapan kimse ile ben, şu iki parmak gibi cennette beraber
olacağız.” buyurdu ve orta parmağıyla işaret parmağını aralarını açarak
gösterdi.”
Ne güzel bir hadis, ne güzel bir servet, ne
güzel bir imkân.
Ya Rab, bizi bu imkândan etme Ya Rab. Ya
Rab bizi bu imkândan mahrum etme. Allah Resulu (sav) buyuruyor.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.