40 milyona yakın Müslüman Türk’ün yaşadığı
bir ülke olan Doğu Türkistan’da bazı aklıevvellerin, Çin’in maşası olan bazı
zatların manipülasyon amacıyla söylediği gibi zulüm, baskı ve asimilasyon yok
demek ne kadar güzel olurdu.
Ama işin aslı öyle değil…
Gerçi “Türkler katlediliyor, insanlık
ölüyor, Müslümanlık yok ediliyor” desek te çok şey değişmiyor.
Yine toplum “Kör, Sağır ve Dilsiz”.
O kadar duyarsız bir hale gelmişiz ki
sormayın gitsin.
Binamızda komşumuz vefat etse 1 hafta sonra
haberimiz oluyor.
Varın gerisini siz düşünün.
Sormak isterim; Bir Doğu Türkistanlının
canı kaç bin dolar eder?
Bırakın Doğu Türkistanlı olmasını bir insan
canının kıymeti ne ile ölçülür?
Öyle bir hale geldik ki, artık her şey
menfaat ve çıkar üzerine kurulmuş.
Devletlerin çıkarları için katliamlara göz
yumulur hale gelmişiz.
Birazcık ses çıkarmak isteyenler de hemen
“Provakatör” yaftalaması ile karşı karşıya geliyor.
Hani “Haksızlık karşısında susan dilsiz
şeytandı”
Hani, “Zulme sessiz kalmak, o zulme ortak
olmaktı”
İşte bu kadar taşlaşmış bir kalple yaşamaya
çalışıyoruz.
Birde Müslümanız diye böbürlenip geziyoruz.
Türkiye’de İslam’ı yaşamak kolay elbette.
Rahat rahat camilere gidiyoruz, oruç
tutuyoruz. İ
badetlerimizi istediğimiz gibi yerine
getirebiliyoruz.
Siz birde Doğu Türkistan’da insanlar
İslam’ı nasıl yaşamaya çalışıyorlar ona bakın.
Doğu Türkistan’da sırf devlet memuru,
Komünist Parti mensubu veya öğrenci olanların oruç tutması yasaktır.
Doğu Türkistan’da yaşayan 50 yaşından küçük
Müslüman bir erkeğin sakal bırakması yasaktır.
Evinizde keyfi olarak aramalar yapılır,
bulundurduğunuz Kur’an-ı Kerimler toplatılır, dahası elektronik cihazlarınız
kontrol edilir, dini içerikli bir materyal bulunması durumunda bunlardan dolayı
hapse atılır veya sözde eğitim kamplarına gönderilebilirsiniz.
Sırf namaz kıldığınız veya oruç tuttuğunuz
için sözde eğitim kamplarına tıkılabilirsiniz.
Sırf Müslümansınız diye Çinli memurları
evinizde misafir etmek, onunla birlikte yaşamak zorunda bırakılırsınız, itiraz
etmeyi bırakın, evinize yerleştirilen istihbarat elemanlarına güler yüz
göstermediğiniz için hapse atılabilir veya sözde eğitim kamplarına
tıkılabilirsiniz.
Dindar olmak, geleneksel milli kıyafetler
giymek, Kur’an veya sair dini metinler bulundurmak, evde cemaatle namaz kılmak,
camiye gitmek, çocuklara İslamî bilgileri öğretmek gibi en temel insani
haklarınız Doğu Türkistan’da yaşıyorsanız yasaklanmış veya sıkı takibe takılmış
demektedir.
Mesela size “evinizde sadece üç bıçak
bulundurulabilirsiniz” denilebilir, dini nikah kıydırmanıza hiçbir şekilde
müsaade edilmez veya kıydıranların hemen tutuklandığına şahit
olabilirsiniz.
Doğu Türkistan’da yaşasaydınız ve yıllardır
gittiğiniz caminizin bir sabah buldozerler tarafından yerle bir edildiğini
görebilirsiniz.
Doğu Türkistan’da yemekten önce besmele
çekmek, sonrasında dua etmek yasaklanmış durumdadır.
Yine bu yasa ile belirlenen 29 dini ve
milli isim de yasaklılar listesinde yerini almış durumdadır.
Mesela Cihat, Medine, Muhammed, Hatice,
Ayşe, Türkşad, Türkzade, Kültigin gibi dini ve milli isimleri çocuklarınıza
veremezsiniz.
Aslında Çin’in Doğu Türkistan’da İslam’a ve
Türklüğe savaş açtığını bu uygulamalardan görmek mümkündür.
1949 yılından beri işgal altında tuttuğu
Doğu Türkistan’da milyonlarca insanı sistematik bir şekilde katleden Çin ile
yapılan “Ticari Anlaşmalar” orada öldürülen kardeşlerimizin kemiklerini
sızlatmaktan başka ne işe yarıyor.
Sahi sormak isterim;
Bir Doğu Türkistanlının canı kaç bin dolar
eder?
Bırakın Doğu Türkistanlı olmasını bir
insanın canının kıymeti nedir?
DEVAM EDECEK…
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.